yangın çıkarmak

yangın çıkarmak

машIо хэгъэнэн

Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. . 1991.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "yangın çıkarmak" в других словарях:

  • yangın bombası — is. 1) Yangın çıkarmak için yapılan bomba 2) ask. Ağaçlık yerlerde gizlenmiş birliklerin ortaya çıkmasını sağlamak için uçaklardan atılan ve yangın çıkartmaya yarayan bomba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kundak — 1. is., ğı 1) Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı. Ö. Seyfettin 2) Bu bezle sarılmış bebek Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kundakçı — is. 1) Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse Fakat ne çare ki Rum kundakçıları tarafından baştan başa yakılıp yıkılmış. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Tüfek kundakları yapan kimse 3) mec. Ara bozucu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kundakçılık — is., ğı 1) Yangın çıkarmak için kundak koyma işi 2) mec. Ara bozuculuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kundak sokmak (veya koymak) — 1) yangın çıkarmak için bir yere tutuşmuş yağlı bez parçası koymak 2) mec. ara bozacak bir söz söylemek veya böyle bir davranışta bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KUNDAK — Küçük çocukları sıkı bağlamaya yarıyan bezler takımı. * Yangın çıkarmak için bir yere sokulan, tutuşturulmuş yağlı bez çıkısı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KUNDAK SOKMAK — Mc: Ara bozacak bir söz söylemek veya böyle bir harekette bulunmak. * Yangın çıkarmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»